Diyarbakır Ağır Ceza Davaları – Savunma (Müdafilik) Diyarbakır Ağır Ceza Avukatı
Son yıllarda, mahkemelere yapılan başvurularda, pek çok farklı hukuki sorun ön planda olurken, yanlış tercih edilen bir avukat durumunda, maalesef hak kayıpları kaçınılmaz olmaktadır. Bir dava sürecinde, haklı olan bir kişi, avukatın yanlış savunmaları dahilinde maalesef belirtilen cezalara çarptırabilmektedir. Bundan kaynaklı olarak, işin de uzman bir avukat tercih etmek ve kendini hangi alanda geliştirmiş ise o konu hakkında destek almak büyük önem arz etmektedir.
Büromuz Ceza Hukuku alanında olan deneyimi ile soruşturma ve kovuşturmanın her evresinde müşteki, mağdur, şüpheli ve sanık müvekkillerine hizmet sunmaktadır. Ayrıca hukuk büromuz iş kazalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda da müvekkillerine hizmet vermektedir:
1- Ceza soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin her safhasında müşteki ve sanık vekilliği,
2- Sulh, Asliye ve Ağır Ceza mahkemelerinde sanık ve müdahil vekilliği,
3- Suç duyurusunda bulunma, Cumhuriyet Savcılığı hazırlık soruşturması sırasındaki takip ve müdahaleler,
4- Trafik kazalarından kaynaklanan, ceza davaları, kusur oranına karşı itiraz ve tespitler,
5- Kambiyo (Çek yasası) Fikri ve Sınai Mülkiyet haklarından kaynaklanan cezai takipler ve davalar,
6- Sabıka kayıtlarının ve sicillerin zaman aşımı vs hukuki nedenlerle silinmesi talepleri,
7- İcra iflas hukukundan ve diğer özel kanunlarla düzenlenen cezai müeyyideler için şikayet ve dava takibi.
Ceza Hukuku alanına giren her türlü konuda Diyarbakır merkezli olarak tüm Türkiye genelinde hizmet verilmektedir.
Diyarbakır ‘ın tüm ilçelerinde de hukuki sorun yaşayan gerçek ve tüzel tüm kişilere hizmet veren Bande Hukuk Bürosu, Diyarbakır ağır ceza ve ceza avukatı olarak adaletin tecil edilmesinde önemli rol oynamaktadır.
Bismil
Çermik
Çınar
Çüngüş
Dicle
Eğil
Ergani
Hani
Hazro
Kocaköy
Kulp
Lice
Silvan
Ağır Ceza Mahkemesi Nedir?
Ağır ceza mahkemesi, ilk derece ceza yargılamasında kanunda öngörülen ceza miktarı bakımından en ağır suçlara bakan mahkemedir. Ağır ceza mahkemesinin görevi, 5235 Sayılı Kanun md. 12’de düzenlenmiştir.
İşlenen herhangi bir suçun ağır ceza mahkemesinin yargılama görevine giren suçlardan olup olmadığı 5235 Sayılı Kanun’un 12. maddesinin suç vasfı ve ceza miktarı yönünden getirdiği kriterleri dikkate alınarak belirlenir. Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamına girdiği açıkça belirtilmeyen suçlara asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir. Sanık, 18 yaşından küçük ise, yargılama görevi çocuk ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Bir suç nedeniyle savcılık soruşturması aşamasında mahkeme tarafından verilmesi gereken kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir.
Ağır Ceza Mahkemeleri Hangi Davalara Bakmakla Görevlidir?
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar bakımından üç temel kriter vardır. Bu kriterler şunlardır:
Özel kanunlar açıkça ayrı bir suça daha bakma görevi vermediği müddetçe, ağır ceza mahkemeleri aşağıdaki suçlara bakmakla görevlidir:
Yağma (Gasp) suçu (TCK md. 148, 149),
Kasten adam öldürme suçu (TCK md. 81, 82),
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (TCK md. 87/4),
Taksirle ölüme neden olma (TCK md. 85/2),
İrtikap suçu (TCK md. 250/1 ve 2),
Zimmet suçu (TCK md. 247),
Rüşvet suçu (TCK md. 252),
Resmi belgede sahtecilik suçu (TCK md. 204/2),
Nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK md. 158),
Hileli iflas suçu (TCK m. 161).
5237 Sayılı TCK’nın İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlardan TCK md. 318, 319, 324, 325 ve 332 kapsamındaki suçlar, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlardan değildir. Ancak bölümlerde yer alan aşağıdaki suçlara dair davalara bakma yetkisi ağır ceza mahkemesine aittir:
Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar,
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,
Milli savunmaya karşı suçlar,
Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk,
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren propaganda yapma suçu ve örgüt üyeliği suçu vb. siyasi nitelikli suçlar.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren, yani üst sınırı 10 yıldan fazla olan tüm suçlara ilişkin davalara bakma görevi ağır ceza mahkemesine aittir (5235 Sayılı Kanun md. 12). Örneğin, TCK md. 197/1’de düzenlenen parada sahtecilik suçu (TCK md.197/1) ve uyuşturucu madde imal veya ticareti suçu (TCK md.188) ile ilgili davalarda ceza üst sınırı nedeniyle ağır ceza mahkemesi görevlidir.
Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur (5235 sayılı Kanun m.14).
Ağır Ceza Mahkemeleri Nasıl ve Nerelerde Kurulur?
Ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığın tarafından kurulur (5235 sayılı Kanun md. 9).
Ağır ceza mahkemesinin yargılama yapma yetkisi diğer mahkemelerden daha geniş tutulabilir. Yani, ağır ceza mahkemesi birden fazla adliye çevresinde işlenen ağır cezalık suçlara bakabilir. Örneğin, İstanbul ili Bakırköy ilçesi ağır ceza mahkemesi yargı çevresi, Küçükçekmece ve Büyükçekmece adliyeleri çevresinde işlenen ağır cezalık suçları da kapsamaktadır.
Ağır Ceza Mahkemelerinin Soruşturma Aşamasındaki Görevleri Nelerdir?
Ağır ceza mahkemelerinin esas görevleri kovuşturma aşaması ile ilgili olmakla birlikte kişi özgürlüğünü ilgilendiren önemli konularda karar alma yetkisi de bu mahkemelere verilmiştir. Ağır ceza mahkemelerinin soruşturma aşamasındaki görevleri şunlardır:
Telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi,, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ağır ceza mahkemesi tarafından oy birliğiyle karar verilmesi halinde mümkündür. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md.135-1).
Ağır ceza mahkemesi tarafından bir soruşturmayla ilgili oy birliği ile gizli soruşturmacı görevlendirilebilir. İtiraz edilmesi üzerine bu soruşturma tedbirine karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md. 139/1).
Ağır ceza mahkemeleri sanık veya şüphelinin teknik araçlarla izlenmesine oy birliğiyle karar verebilir. İtiraz edilmesi üzerine bu soruşturma tedbirine karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md. 140/2).
Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoymaya ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz edilmesi üzerine bu soruşturma tedbirine karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md. 128/9).
Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamına giren önemli işlerden biri de Cumhuriyet savcılıkları arasındaki yetki uyuşmazlıklarını ela alarak çözmesidir (CMK md. 161/7)
Ağır Ceza Mahkemesinin Yapısı Nasıldır?
Ağır ceza mahkemesinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Bu mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır ve karar verir. Duruşmalara mahkeme başkanı ve iki üyeden oluşan mahkeme heyeti ile savcının katılımı zorunludur (5235 Sayılı Kanun md. 9)
Ağır ceza mahkemesinde tüm kararlar müzakere yolu ile verilmelidir. Karara katılacak üye hakimler müzakerede görüşünü söyler, mahkeme başkanı müzakereyi yöneterek oyları toplar ve kararı açıklar (CMK md. 228).
Ağır Ceza Mahkemelerinin Hangi Kararlarına İtiraz Edilebilir?
İtiraz kanun yolu, ilk derece mahkemesinin verdiği bir kararın aynı derecede yer alan bir başka mahkeme tarafından değerlendirilmesi için öngörülmüştür. Örneğin, tutuklamaya itiraz edilmesi halinde aynı derecede yer alan başka bir mahkeme, tutuklama kararının yerinde olup olmadığını denetler.
Ağır ceza mahkemelerinin davayı sonuçlandırmayan ara kararlarına karşı da itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Örneğin, tutuklama, yakalama, el koyma, tutukluluğun devamı kararları aleyhine itiraz kanun yoluna başvurulabilir.
Ağır ceza mahkemesi ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
Ağır ceza mahkemesi kararlarına itiraz süresi tefhim (öğrenme) veya tebliğden itibaren 7 gündür (CMK md. 268/1
Ağır ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurmak mümkündür.
Ağır Ceza Mahkemelerinin Kararlarına Karşı İstinaf Başvurusu
İstinaf, ağır ceza mahkemesi kararının hem maddi olay yönünden hem hukuki yönden üst dereceli istinaf mahkemesi tarafından denetlenmesidir.
Ağır ceza mahkemelerinin davayı neticelendiren, yani hüküm niteliğindeki kararlarına karşı şartları varsa istinaf kanun yoluna başvurulabilir. 15 sene ve daha fazla hapis cezaları istinaf mahkemesi tarafından kendiliğinden temyiz incelemesine tabi tutulur.
Ağır ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkının istisnaları şunlardır:
3.000 TL veya daha az adli para cezasına ilişkin hükümler aleyhine istinaf kanun yoluna gidilemez.
Üst sınırı 500 günü (yaklaşık 10.000 TL) geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlar nedeniyle verilen “beraat kararları” kesindir. Bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılmaz. (CMK md. 272/3-b).
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçların büyük bir kısmında avukat ile temsil zorunludur. Bu nedenle, davanın bir ceza avukatı aracılığıyla takip edilmesi iddia faaliyeti ve savunma hakkının sağlanması açısından yararlı olacaktır.
Savcılığa ve Mahkemelere başvurmadan önce, alanında uzmanlaşmış bir ceza avukatı ile iletişime geçmek her daim önemlidir. Ağız cezalara çarptırılmadan önce, dava konusu olan herhangi bir suç sabit ise, bu durumda avukatlara pek bir iş düşmemiş olsa da kanıtlanmamış olaylar, belgeler var ise, bunları en iyi şekilde savunan bir avukat sayesinde, cezanızın hafifletilmesi ve ortadan kaldırılması mümkün olabilir. Günümüzde, ağız ceza avukatı diye bir tanımlama olmazken, Bande Hukuk Bürosu dahilinde hizmet veren ceza avukatları, bu konuda hukuki destek vererek, müvekkillerine yardımcı olmaktadır.
Ceza Avukatı Mı Arıyorsunuz? Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Ceza hukuku, nedir? Öncelikle ceza hukuku toplumsal değerlerin, bunun bir sonucu olarak da müstakil bireylerin korunmasına hizmet etmektedir. Bu hukuk dalının amacı suç işlenmesini önlemektir. Suç işleyen kişilere uygulanacak yaptırımlar, diğer insanlar üzerinde “ibret” etkisi yaratacaktır. Böylece bir insan suç işlemek istediğinde iki kere düşünecek, çoğu zaman da bundan çekinip vazgeçecektir. Suç işlemiş olan insan da, uygulanacak yaptırımla ıslah edilecek, tekrar suç işlemesi engellenecektir. Ceza hukukunun uygulanması yani insanların cezalandırılması “son çare” olarak kabul edilmektedir. Bu hukuk dalı, mecburiyetin olduğu hallerde ve gerektiği ölçüde müdahaleci olmaktadır. Ceza Avukatı da Ceza Hukuku konusunda uzmanlaşmıştır. Ceza Hukuku alanında bir sorununuz varsa ve çevreniz size “Bir avukata sor,” diye önerilerde bulunuyorsa hemen bir talep oluşturarak avukatların size ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
Türk hukuk düzenindeki suçların çoğunluğu Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ancak Türk Ceza Kanunu dışındaki birçok kanunda da cezalandırıcı hükümler bulunmaktadır. Ceza hukukunda kabul gören temel ilkelerin başında “kanunilik ilkesi” yer almaktadır. Bu ilke, işlenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmasını kabul etmektedir. Yani kanunda yer alan suçlar dışında bir suç işleyebilmek mümkün değildir. Bu sayede vatandaşlar davranışlarını bir suç oluşturacak fiili işlememek üzere ayarlamaktadırlar.
Her insanın temel hak ve özgürlükleri bulunmaktadır. Ceza hukuku, bu temel hakları doğrudan sınırlayan hukuk dalıdır. Temel hak ve özgürlükler sınırlanırken, suçun niteliği ve işleniş şekli gibi kriterler göz önünde bulundurulmaktadır. “Orantılılık ilkesi” işlenen suç hakkında verilecek cezanın, fiilin ağırlığıyla belirlenmesidir. Söz gelimi, hırsızlık suçu ile kasten adam öldürmek suçunun cezası birbirinden farklı olacaktır.
Ceza Avukatı: Soruşturma Ve Kovuşturma Evresi Nedir?
Ceza hukukunda süreç soruşturma ve kovuşturma olarak ikiye ayrılır. Yetkili makamların suç işleme şüphesini öğrenmesiyle birlikte soruşturma aşaması başlar. Bunun sonunda yetkili savcı gerek görürse iddianame hazırlar ve mahkemeye sunar. İddianame, mahkeme tarafından kabul edilirse kovuşturma süreci yani esas yargılama başlar. Ancak bu iki süreçte de ceza avukatı aracılığıyla hareket etmek doğru olacaktır. Zira henüz soruşturma aşamasında, söz gelimi kolluktaki ifade esnasında önemli ayrıntılar gözden kaçırılabilir. Bunun sonucu olarak hak mahrumiyetleri yaşanabilir.
Ceza Avukatı
Ceza Avukatı: Sanık Ve Şüphelinin Arasındaki Fark Nedir?
Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kimseye “şüpheli” denir. Buna karşılık iddianamenin kabulüyle birlikte başlayan kovuşturma evresinden, hükmün kesinleşmesine kadar olan süreçte, suç şüphesi altında bulunan kişiye “sanık” denir. Şüpheli, soruşturma evresinde ve duruşmada hazır bulunmakla yükümlüdür. Söz gelimi ifade veya sorgu için çağırıldığında gelmek mecburiyetinde olup, gelmediği takdirde zorla getirilecektir. Bunların yanında şüpheli susma hakkı, aydınlatılma hakkı, müdafiden yararlanma hakkı gibi haklara sahiptir. Görüldüğü üzere ceza avukatı aracılığıyla hukuki destek almak bir haktır. Her iki yargılama evresinde de ceza avukatı yardımıyla hareket etmek sürecin lehe sonuçlanması için gerekmektedir.
Ceza Avukatı: Yakalamada Ve Gözaltına Alınmada Haklar Ve Yapılan İsnat Nasıl Öğrenilir?
Ceza muhakemesinde uygulanacak ilk koruma tedbiri, yakalamadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 90.maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği üzere, kolluk görevlileri, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde herhangi bir makama bildirmeksizin yakalama yetkisine sahiptirler. Bununla beraber kolluk, yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra, yakalanan kişiye kanuni haklarını derhal bildirmelidir. Özellikle susma ve yakınları aleyhine beyan ve delil vermek zorunda olmadığı açıkça anlatılmalıdır. Bu sayede kişi beyanda bulunmak zorunluluğu altında olmadığını kavrayacak ve ceza avukatı ile görüşene kadar bekleyebilecektir.
Kolluk tarafından yapılacak bildirimde:
Kişinin kimliğiyle ilgili sorulara doğru cevap vermek zorunda olduğu, aksi yönde hareketin Kabahatler Kanunu’nu ihlal edeceği,
İsnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmama yani susma hakkına sahip olduğu,
Yakalama veya gözaltını bir yakınına bildirme hakkı olduğu,
Aleyhine olan şüpheleri ortadan kaldırmak adına lehine olan hususları öne sürebileceği,
Durumu varsa seçeceği, durumu yoksa baro tarafından atanacak müdafiden hukuki yardım alabileceği,
Müdafi ile görüşme ve konuşma hakkı olduğu,
Müdafinin ifade alma esnasında hazır bulunabileceği,
Yakalama veya gözaltına işlemin karşı sulh ceza hakimine başvurabileceği bildirilir.
Ceza Avukatı: Tutuklama Bir Ceza Mıdır?
Tutuklama bilinenin aksine bir ceza değil, ceza muhakemesindeki en ağır koruma tedbiridir. Televizyonda ve basılı yayında çıkan haberlerde, sanığın tutuklanmaması, suçlu olduğu kesinleşen birinin cezasız bırakılması gibi yansıtılmaktadır. Oysa tutuklama sadece bir koruma tedbiridir. Tutuklamanın bir baskı aracı olarak kullanılması da doğru değildir. Kamuoyunda oluştan öfke ve kızgınlık, tutuklama kararının verilmesinde ele alınacak bir kriter değildir.
Ceza Avukatı: Tutuklanan Kişi Suçlu Mudur?
Tutuklama ancak ve sadece hakim kararıyla gerçekleşebilir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerinin bulunması ve şahsın kaçma ve delilleri karartma şüphesinin varlığı halinde kişi tutuklanabilecektir. Bahsi geçen deliller, yargılama sonucunda kişinin mahkum olma olasılığının yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Ancak bütün bunlara rağmen kişinin tutuklanmış olması, suçlu olduğunu göstermemektedir. Sanık, hüküm kesinleşene kadar suçlu sayılamaz. Dolayısıyla tutuklanan kişinin suçlu olduğunu kabul etmek hata olacaktır.
Ceza Avukatı
Ceza Avukatı: Tutuklama Kararına İtiraz Edilebilir Mi?
Tutuklanan şahsın, bu karara itiraz etme hakkı vardır. Mahkemenin verdiği tutuklama, tutukluluğun devamı, tahliye isteminin reddi kararlarına karşı itiraz kanun yolu tanınmıştır. Ancak bilinmelidir ki tutuklama kararının verilmemesi üzerine savcı da bu karar itiraz etme hakkına sahiptir. Tutuklamaya yapılacak itirazdan sonuç elde edilebilmesi için, savunma görevinin yeterince yerine getirilmesi ve müdafi tarafından soruşturma dosyasına ulaşılması gerekmektedir.
Ceza Avukatı: Ceza Avukatı & Müdafii Seçim Hakkı
Ceza yargılamasında şüpheli veya sanığı savunacak kişiye avukat değil, “müdafi” denmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 2.maddesi, şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı, “müdafi” olarak kabul edilmiştir. Bunun sebebi diğer hukuk davalarından farklı olarak, “müdafi” sıfatıyla görev yapan kişinin, şüpheli veya sanığın yerine geçmemesi, gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla hareket etmesidir. Her ceza avukatı bir müdafidir.
Kişiler “müdafi” seçmekte özgürdürler. Şüpheli veya sanık, ceza yargılamasının her aşamasında bir veya birden fazla müdafi yardımından yararlanabilir. Müdafi olabilmenin temel şartı avukat olmaktır. Yargılamanın soruşturma aşamasında, ifade almada en çok üç avukat hazır bulunabilir. Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar için yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir.
Ceza yargılamasında delillerin önemi oldukça fazladır. Ceza hukukunda delil serbestisi ilkesi geçerlidir. Yani, bir hususun mutlaka belirli bir delille ispatlanması zorunluluğu yoktur. Deliller yargılamanın sonucunda doğrudan etki edecektir. Bu sebeple ceza avukatı aracılığıyla dosyayı takip etmek, hukuki yardım almak, delillerin değerlendirilmesini kolaylaştıracak ve yargılamanın lehe sonuçlanmasını sağlayabilecektir.
Ceza Avukatı: Ceza Avukatı Sır Saklamakla Yükümlü Müdür?
Müdafinin savunma görevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi, şüpheli veya sanığın ilgili olay hakkında açık ve detaylı bilgi vermesine bağlıdır. Ceza yargılamasında delil serbestisi ilkesi geçerlidir. Yeri geldiğinde özel mesajlaşmalar, yeri geldiğinde müstehcen fotoğraflar bile ispat amacıyla kullanılabilmektedir. Bu gerekçeyle, ceza avukatı müvekkilinin bir takım sırlarını öğrenebileceğinden, sır saklama yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Müdafinin görevi, mesleğini onurlu ve dürüstlük içinde sürdürmektir. Ceza muhakemesinin tüm öznelerinin ortak amacı, gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır.
Ceza Avukatı
Ceza Avukatı: Hangi Aşamalarda Ceza Avukatı İle Görüşülebilir?
Kişiler, yargılamanın soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında ceza avukatı ile görüşebilirler. Ceza avukatı, ifade alma veya sorgu süresince ilgilinin yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkına sahiptir. Bu hak engellenemez ve kısıtlanamaz.
Şüpheli veya sanık vekaletname aranmaksızın ceza avukatı ile konuşulanların başkaları tarafından duyulamayacağı bir yerde, her zaman görüşebilir. Bu görüşme yazışma şeklinde gerçekleşirse, herhangi bir denetime tabi tutulamayacaktır.
Kişi hükümlüyse, vekaletnamesi olmaksızın ceza avukatı ile en çok üç kez görüşme hakkına sahiptir. Bu görüşme kayıt altına alınamaz ve dinlenemez. Görüşme esnasında tarafların birbirine verdiği belgeler ve dosyalar incelenemez.
Ceza Avukatı: İfade Ve Sorgu Esnasında Ceza Avukatı Bulunmalı Mı?
İfade ve sorgu kişiler için hem bir yükümlülük hem de bir haktır. Zira kişi, aleyhine olan isnatları ortadan kaldırabilmek adına kendini savunma imkanına sahip olmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 148.maddesinin 4.fıkrasına göre, müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamayacaktır. Yani kişi, kollukta ceza avukatı olmaksızın verdiği ifadesini, hakim önünde kabul etmeyebilecektir. İfadenin mahkemede kullanılıp kullanılmayacağı sanığın takdirine bırakılmıştır. Bu hükmün amacı, kolluğun ifade alırken ceza avukatı bulundurmaya özen göstermesi ve böylece disipline altında tutulmasıdır.
Ceza Avukatı: Zorunlu Müdafii Nedir?
Kişiler, kendilerini savunacak ceza avukatı seçmekte serbesttirler. Bir ceza avukatı yani müdafi seçip, yargılamanın her aşamasında onun yardımından faydalanabilirler. Ancak bazı durumlarda kişiler bu seçimi yapamamaktadır. Kanun koyucu, kişilerin mahrumiyet yaşamaması adına bir takım düzenlemeler yapmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150.maddesinin 2.fıkrasına göre, ceza avukatı olmayan kişiler; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Bir diğer zorunlu müdafilik düzenlemesi ise aynı maddenin 3. fıkrasında yer almaktadır. Buna göre, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda, kişilerin ceza avukatı bulunmazsa, istemleri olmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Önemle belirtmek gerekir ki kişinin bu yönde bir iradesinin bulunup bulunmadığı önemsizdir.
Ceza Avukatı
Ceza Avukatı: Suçluyu Savunmak Ahlaki Açıdan Doğru Mudur?
Ceza hukukunun mahiyeti temel hak ve özgürlükleri sınırlamaya yönelik olduğundan kuralların uygulanması, gerekenden fazla hassasiyet gerektirmektedir. Her ne kadar suç işleyen bir insan ahlaki olarak dışarda bırakılmak istense de, avukatlık mesleğinin yapısı gereği, o kişi tıpkı diğerleri gibi eşit ve adil şartlarda yargılanmalı, savunma hakkı kullandırılmalı, kanunilik ve orantılılık ilkesi çerçevesinde yaptırıma maruz bırakılmalıdır.
Kişilerin suç işlemiş olması, onların herhangi bir hak sahibi olmadıkları anlamına gelmemektedir. Bilakis yargı önüne çıkacakları için haklarının ön planda tutulması gerekmektedir. Ceza avukatı, tıpkı diğer hukuk dallarında olduğu gibi, yargılamanın bağımsız savunma unsurunu temsil etmektedir. Avukatlığın amacı, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamaktır. Ceza avukatı, şüpheli veya sanığın adilce ve hakkaniyete uygun olarak yargılanmasını sağlamak ve hakkını savunmakla yükümlüdür. Şüpheli veya sanığın aleyhine olan hükme karşı, olağan kanun yollarına başvurmak ceza avukatı için mecburidir.
Avukata tanınan haklar, kişinin korunması içindir. Ceza avukatı bu hakların tamamını şüpheli veya sanık için kullanır. Avukatın, şüpheli veya sanık yararına hareket etme yükümlülüğü vardır. Yalan beyanda bulunmamak, hukuka aykırı tanık veya bilirkişi temin etmemek kaydıyla, edindiği bilgi ve izlenim sebebiyle müvekkilinin suçlu olduğuna kanaat getirse dahi onun beraat ettirilmesini isteyebilir. Bir hukuk devletinde olması gereken de tam olarak budur.
Siz de Ceza Hukuku ile ilgili sorununuzu profesyonel bir avukatın yardımıyla atlatmak isterseniz hemen bir talep oluşturabilirsiniz.
Diyarbakır ağır ceza ve ceza avukatı; verdiği destekler ve ceza hukuku hakkında detaylı olarak bilgi sahibi olmak istiyorsanız, Bande Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.